DASK, olası İstanbul depremi için hazır...

Durmuş Ali Başkan

Devletin depremlerden kaynaklanan mali yükünü azaltmak, deprem hasarlarının karşılanmasında uzun vadeli kaynak temin etmek amacıyla 2000 yılından bu yana poliçe kesmeye başlayan Doğal Afetler Sigorta Kurumunun (DASK), olası İstanbul depreminde oluşacak hasarın tamamını karşılayabilecek düzeye ulaştığı bildirildi.

DASK Genel Müdür Yardımcısı İsmet Güngör, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin yüzde 96'sının deprem riski altında olduğunu, DASK'ın ise devletin depremlerden kaynaklanan mali yükünü azaltmak, hasarlarının karşılanmasında uzun vadeli kaynak temin etmek amacıyla kurulduğunu söyledi.

Yoğun bir tempoyla çalışmaları sürdürdüklerini belirten Güngör, halen 24 yetkili sigorta şirketi ve Türkiye genelindeki 13 bin 500 acente ile Zorunlu Deprem Sigortası işlemlerinin yapıldığını hatırlattı.

Türkiye'de halen 2 milyon 548 bin 181 DASK poliçesinin bulunduğunu anlatan Güngör, bunların teminatının ise 113 milyar 409 milyon 693 bin YTL olduğunu kaydetti.

Marmara Denizi'ndeki olası en az 7 büyüklüğündeki depremden etkilenmesi beklenen İstanbul'da, kayıtlarda yer alan 2 milyon 714 bin 462 konuttan sadece 794 bin 480'inin Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında bulunduğuna dikkati çeken Güngör, afet sonrası karşılaşabilecekleri durumla ilgili çalışmalar yaptıklarını ifade etti.

Olası depremde oluşacak hasarı karşılayabilecek yeterli kaynakları bulunduğunu bildiren Güngör, ''Bu kaynağa temel olacak 500 milyon YTL tutarında fon ile 1 milyar Avro tutarında reasürans koruması var. Hasarın tamamını karşılayabilecek düzeydeyiz'' dedi.

HASAR TESPİT UZMANI SIKINTISI

Güngör, olası deprem anında hasar tespit yapacak uzmana ihtiyaçlarının olacağını, şu an Türkiye'de DASK belgeli sadece 200 uzmanın bulunduğunu bildirdi.

Olası depremde bu sayının çok yetersiz kalacağını anlatan Güngör, şöyle devam etti:

''Türkiye genelinde, sektör yılda sadece 90 bin yangın poliçesi keserken, DASK olarak, olası İstanbul depreminde bir ay içinde 350-400 bin hasar tespit dosyasıyla karşılaşabileceğimizi düşünüyoruz. Maddi olarak kaynağımızın olmasına karşın uzman sıkıntısı çekeceğiz. Türkiye genelinde en az 2-3 bin uzman olmalı. Bu konuda çalışmalara ağırlık verdik.''